İsmail Parlatır – Atasözleri Sözlüğü – TDK Yazım Kurallarına Uyumlu
Atasözleri ve deyimler, bir dilin söz varlığının aslî değerlerindendir. Bir dilin zenginliğinin, anlatım gücünün ve derinliğinin göstergesi olarak dil bilimciler tarafından atasözleri ile deyimler, öncelikli olarak düşünülmektedir, doğrudur.
Atasözleri ve Deyimler I – II adını verdiğimiz çalışmamızın bu birinci kitabında Türkçenin zenginliğinin bir önemli kaynağı olan atasöz-lerimizi derlemeye, bir araya getirmeye ve yorumlamaya çalıştık. Aslında, çalışmamızın başlangıcında atasözleri ile deyimleri tek bir kitapta toplamayı düşünmüş idik. Ancak, derlemiş olduğumuz malzemenin zenginliği ve çokluğu ile hazırlanacak kitabın sayfa sayısının 1600 civarında olması, bu iki önemli söz varlığının ayrı kitaplarda toplanması zaruretini ortaya çıkardı.
Atasözleri ve deyimlerimizin kaynağı oldukça eskidir. Bilinen en eski kaynak, Türk dilinin ve kültürünün anıtsal eseri olan Divânü Lüga-ti’t-Türk’tür. Sonra 14. ve 15. yüzyıllarda önce Doğu dillerinden çevrilen sözlükler, onu izledi; ardından da Pend-nâme türünde kaleme alınan eserler, oldukça zengin malzeme verdi. Nitekim, eski Türkiye Türkçesi-nin bu döneminde ve bu türde en tanınmış eser, Güvahî’nin Pend-nâ-me’ sidir.
Osmanlı Türkçesinin gelişmesi ve Divan edebiyatı geleneğini kurması ile klasik edebiyatımızda oluşan çığırlar, atasözleri ve deyimlerin inceliğinden ve de söz gücünden büyük ölçüde yararlanmışlardır. Nitekim 16. yüzyılda “Sebk-i Hindî” tarzı ile 17. yüzyılda Nabî’nin açtığı çığırda gelişen “Hikemî tarz” şiirinin örneklerinde Türkçenin bu zengin söz varlıklarını görmek mümkündür.
Sonraki yüzyıllarda, özellikle 19. yüzyılda yeni edebî türlerin yanında, Şinasi’nin öncülüğünde “Durûb-ı Emsal” tarzı kitapların yayımlandığını görüyoruz. Halk arasında yaşamakta olan atasözleri ve deyimleri, amatörce de olsa, derleyip bir araya getiren sanatçıların başında
rahim Şinasi gelmektedir. Bizim yayımladığımız Ş/nas/’n/n Bütün Eserleri (Ekin Kitabevi, Ankara 2005) adlı kitaba da tamamını aldığımız Du-rûb-ı Emsâl-î Osmâniyye, hem Doğu kaynaklı hem Batı kaynaklı hem de yüzyılların süzgecinden geçerek halkın söz gücünde yaşamakta olan atasözleri ile deyimleri bir araya getirmeye çalışmıştır. Bu eseri o yüzyılda Ahmet Midhat Efendi ile Ebuzziya Tevfik`in benzer denemeleri iz-ler(bk. Bibliyografya).
XX. yüzyılın başlarında, ikinci Meşrutiyet’ten sonra ortaya çıkan fikir hareketleri çerçevesinde dikkatleri üzerinde toplayan Türkçülük ve Türkçecilik akımlarının temel felsefesi, “Dilde ve edebiyatta millî benliğe dönüş.” biçiminde ifadesini buluyordu. Nitekim, 1911 Nisanında Selanik’te çıkan Genç Kalemler dergisinin etrafında oluşan hareketin özünde “Yeni Lisan” tezi yatmaktaydı. Bu tez ise Türkçenin yeniden dirilişine ve edebiyat dünyasında ön plana çıkmasına yol açıyordu.
Yeni Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ile Türkçe, hem devlet dili, hem eğitim dili olarak Anayasa`da yerini alıyor ve ardından bilim dili olma yolunda ulu önder Atatürk’ün yönlendirmesi ile ön plana çıkıyordu. Nitekim 1932 yılında Türk Dili Tedkik Cemiyeti kuruluyor ve dil, ciddi ve köklü araştırmalara yönelik çalışmalara konu oluyordu. Bu kurumun bünyesinde başlatılan “Halk ağzından söz derleme faaliyetleri” kısa zamanda meyvelerini veriyor ve 1933 yılında başlayan bu çalışmalar, 1934’te toplanan ikinci Türk Dili Kurultayına kadar yaklaşık 130 000 civarında derlenmiş söz varlığını bir araya getiriyordu. Bu derleme faaliyetinin ürünü olarak Osmanlıcadan Türkçeye Söz Karşılıkları Tarama Dergisi (1934) yayımlanmış bulunuyordu. Bu yolda yapılan çalışmalar, 1940 yılından sonra Ömer Asım Aksoy’un öncülüğünde Türk Dil Kuru-munda daha da hızlanmış ve bölge ağızlarından derlemeler çerçevesinde ilkin Gaziantep Dilinin Tetkiki( 1933), Gaziantep Ağzında Atasözleri (1941), Gaziantep Ağzı II, Deyimler, Meşhur Sözler, Atasözleri, Dualar, Beddualar (1945) yayımlanmıştır. Sonra Atasözleri ve Deyim-ier( 1965) bu yolda ilk örnek kitap olarak Türk Dil Kurumu yayınları arasında yer almıştır. Bunları, Bölge Ağızlarında Atasözleri ve Deyim-/er(1969, 1971) izledi. Ömer Asım Aksoy’un bu derlemelerden oluşturduğu Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü, önce birinci kitap olarak “Atasözleri Sözlüğü”( 1971), sonra ikinci kitap olarak da ‘Deyimler Sözlü-ğü”(1976) adıyla bu çizgide en olgun ürünler olarak yayın hayatına atılmış oldu.
Atasözleri ve deyimler üzerine yapılan çalışmaları ve yayınları böylece özetledikten sonra şunu da eklemek istiyorum. Ne yazık ki bu yayınlarda yer alan atasözleri ve deyimler, dilimizde yaşamakta olan zengin biçimleriyle derlenip toparlanamamıştır.
Biz bu kitabımızda uzun zamandan beri hem kaynaklardan çıkardığımız hem de edebî eserlerden derlediğimiz atasözleri ve deyimleri, yeni ve farklı bir bakış açısıyla yorumlayarak ve tanımlayarak geniş okuyucu kitlesine, araştırmacılara ve öğrencilere sunmayı hedefledik. Nitekim derlediğimiz örneklerden de anlaşılacağı üzere bugüne kadar yapılan çalışmaların ortaya koyduğu atasözü ve deyim sayısını yaklaşık iki kat daha arttırmış olduk.
Bu ilk denememizde, “Atasözü ve deyimlerin tamamını bir araya getirmiş olduk.” gibi bir yaklaşım ve düşünce içinde olmadığımızı vurgulamak isterim. İleride yapılacak derleme ve taramalar, bu söz varlıklarımızın daha fazlasını ve değişik yapıdaki örneklerini ortaya çıkaracaktır. Yani Atasözleri ve Deyimler adlı kitaplarımız, sonraki baskılarda hem yeniden işlenecek hem de sayısal olarak daha da zenginleşmiş biçimiyle yayın hayatına çıkmış olacaktır.
Kitabın baskı aşamasında öğrencim Şenol Demir’in büyük katkıları oldu. Bilgisayar ortamında düzenleme işini ise Bizim Büro Basımevinin değerli Uzmanı Rezan Tanrıver sabırlı ve titiz bir çalışma ile gerçekleştirdi. Kendilerine yürekten teşekkür ediyorum. źródło opisu: yargiyayinevi.com źródło okładki: yargiyayinevi.com
- Wydawnictwo:
- Yargı Yayınları
- data wydania:
- 2012 (data przybliżona)
- ISBN:
- 9789944177498
- kategoria:
- encyklopedie i słowniki
- język:
- turecki