İsmail Parlatır – Deyimler Sözlüğü – TDK Yazım Kurallarına Uyumlu
Deyimleri de atasözierinde yaptığımız değerlendirme yöntemi ile irdelemekte yarar görüyorum. Öncellikle, „Deyim nedir?” diyerek bir başlık açmak istiyorum. Yani, önce deyimin özlü bir tanımı üzerinde yoğunlaşmamızın yerinde olacağını düşünüyorum.
Bu konuda önce, “Türkçe Sözlük nasıl bir tanım yapmış?” diyerek söze girmek istiyorum. Türkçe Sözlük “deyim”i şöyle tanımlamaktadır:
Genellikle gerçek anlamından az çok ayrı, ilgi çekici bir anlam taşıyan kalıplaşmış söz öbeği, tabir.1
Atasözleri gibi “deyimler üzerinde de bugüne kadar en geniş ve en kapsamlı araştırmayı ve derlemeyi gerçekleştiren Ömer Asım Aksoy ise şöyle bir tanım yapmaktadır:
Bir kavramı, bir durumu, ya çekici bir anlatımla ya da özel bir yapı içinde belirten ve çoğunun gerçek anlamlarından ayrı bir anlamı bulunan kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da tümce.2
Bu tanımlar dışında deyim konusunu inceleyen öteki kitaplarda da bunlara benzeyen değerlendirmeler ve tanımlar yapılagelmiştir. Biz de deyimi şöyle tanımlamayı uygun bulduk :
En az iki söz varlığından oluşan ve gerçek anlamları dışında mecazî anlam ile pekiştirilmiş bulunan kalıplaşmış söz öbeği ya da deyiş.
Bu çerçevede deyimlerin yapısal özelliklerini, atasözleri üzerine yaptığımız değerlendirmeye benzer nitelikte ve maddeler hâlinde şöyle sıralayabiliriz:
1. Deyimler kalıplaşmış sözlerdir. Bundan dolayı da, yöresel söyleyiş özellikleri dışında deyimi oluşturan sözlerin yeri pek değişmez.
2. Deyim, birden fazla söz ya da söz öbeğinin oluşturduğu ya cümledir ya da söz öbeğidir.
Önsöz
Atasözleri ve Deyimler I – II adını verdiğimiz çalışmamızın bu ikinci kitabında Türkçenin zenginliğinin bir önemli kaynağı olan deyimlerimizi derlemeye, bir araya getirmeye ve yorumlamaya çalıştık. Aslında, çalışmamızın başlangıcında atasözleri ile deyimleri tek bir kitapta toplamayı düşünmüş idik. Ancak, derlemiş olduğumuz malzemenin zenginliği ve çokluğu ile hazırlanacak kitabın sayfa sayısının kabarık olacağının anlaşılması, bu iki önemli söz varlığının ayrı kitaplarda toplanması zaruretini ortaya çıkardı.
Deyimlerimizin kaynağı olarak birinci kitabımızın, yani Atasözle-r/`nin “Sunuş” yazısında belirttiğimiz unsurları burada da gösterebiliriz. Onları aynen yinelemeyi gereksiz görüyorum. Ancak, kitabın hacminden de anlaşılacağı üzere, deyimlerin Türkçenin söz varlığı içindeki yeri ve zenginliği hiç de küçümsenecek ölçüde değildir.
Biz, bu kitabımızda deyimleri bir araya getirirken yaygın yöntem olan ve bugüne kadar pek çok araştırmacının uyguladığı alfabetik düzenin dışında farklı bir yöntem geliştirdik.
Gene alfabetik yöntem uyguladık; ancak bizim yöntemimiz, deyimi oluşturan ilk söze bağlı olan bir sıralama oldu. Yani deyimlerin ilk kelimelerini alfabetik düzene koyduk ve bu sözü madde başı yaptık.
Bu sözden oluşturulan deyimleri de gene alfabetik düzende “madde içi” yöntemi ile alt alta verdik ve her deyime de sıra numarası vermeyi uygun bulduk. Ayrıca alfabetik düzen içinde yer alan ilk kelimenin oluşturduğu deyim tek ise onu madde başı sıralamasında gösterdik, yani onları “madde içi” düzenine koymadık. Onlara da deyim sıra numarası vermeyi gerekli gördük.
Çünkü bu sıra numarası, hem deyimlerin sayısal zenginliğini verecek, hem araştırmacılara arama kolaylığı sağlayacak, hem de deyimlerin farklı yöntemlerle sınıflandırılması çalışmalarında işlenebilme özelliği yaratmış olacaktır.
Birinci kitabımızda, atasözleri için sözünü ettiğim yeni derleme ve tarama işlemlerinin deyimler için de geçerli olduğunu vurgulamak isterim. ileride yapılacak yeni baskılarda, bundan sonraki çalışmalarımızda elde edilecek yeni deyimler veya mevcutların varyasyonları elbette yerini alacaktır. źródło opisu: yargiyayinevi.com źródło okładki: yargiyayinevi.com
- Wydawnictwo:
- Yargı Yayınları
- data wydania:
- 2012 (data przybliżona)
- ISBN:
- 9789944177504
- kategoria:
- encyklopedie i słowniki
- język:
- turecki